Günümüzde hayatımıza baktığımızda birbirimize her zamankinden daha fazla bağlıyız, ancak birbirimizle daha az bağlantılı hissediyoruz. Gerçekten önemli olan şeylerle bağlantıda kalırken teknolojiyi nasıl benimseyebiliriz ve onun inanılmaz potansiyelinden nasıl yararlanabiliriz?

Dijital çağın paradoksuna hoş geldiniz: Birbirimize daha çok bağlıyız ama birbirimizle daha az bağlantılı hissediyoruz.

Önceki nesillerin hayal bile edemeyeceği şekilde teknoloji bize çok kolay erişim imkanı sağlayarak yaşamlarımızı zenginleştirdi. Uzun zamandır hayatımızda olmayan arkadaşlarımızla tekrar bir araya gelebiliyor, dünyanın diğer ucundaki sevdiklerimizle ücretsiz konuşabiliyoruz. Her şeyi anında öğrenebiliyoruz. Yarattığımız şeyleri yayınlayabiliyor ve kelimelerimizi düzinelerce dile çevirebiliyoruz. Dünya, kelimenin tam anlamıyla parmaklarımızın ucunda.

Aynı zamanda, bu çevirimiçi teknolojileri beraberinde ciddi sorunları büyütüyor. Dikkatimiz yıpranıyor, tükenmişlik durumu yaygın hale geliyor, yalnızlık ve depresyon artıyor. İnsanlar her zamankinden daha yalnız hissediyor. Akıl sağlığı krizi, özellikle teknolojiye doymuş bir yaşamdan başka bir şey bilmeyen gençler arasında baş gösteriyor. Genç depresyonu ve hatta intihar teşebbüsleri endişe verici bir oranda büyüyor.

Dijital Mucizeler çağında yaşıyoruz ve aynı anda stres ve sıkıntı içindeyiz. Çevremizdeki dünyayı görmek için ekranlara bakıyoruz; hayatlarımıza makineler aracılık ediyor.

Dijital tufanın panzehiri nedir?

Six Seconds’ın duygusal zekayı uygulamak için temel temalar hakkındaki araştırmasında, bu konu artan bir aciliyetle gün yüzüne çıkmaya devam ediyor: teknoloji, yapay zekanın yükselişi, dijital çağda nasıl hayatta kalınır ve başarılı olunur?

Toluma ait teknolojik gelişmelerin maliyetlerinin insanlara oldukça fazla gelmesine dair artan bir farkındalık var. Yapay zeka hayatımızı neredeyse her yönden etkiliyor ve bazıları insanlığımızı ele geçirmesinden korkuyor. Acaba bir canavarı mı serbest bıraktık, hatta kontrolünü de çoktan kaybettik mi? Ayak uyduramayacağımızdan ve aynı zamanda geri dönemeyeceğimizden korkuyoruz.

Duygular ve teknoloji üzerine büyük sorular

Bu çağda yönümüzü bulabilmek için bireysel ve toplu olarak güçlendirmemiz gereken beceriler nelerdir?

Teknolojiyi bir araç olarak kullanarak bizi tekrar sürücü koltuğuna oturtacak şekilde nasıl ileriye doğru adım atabiliriz? Teknolojiyi yıkıcı bir güç değil, bir fırsat olarak gören, uyarlanabilir, yenilikçi organizasyonları nasıl yaratabiliriz?

Duygusal Zekanın Artan Önemi

Beş temel soru üzerinden ilerleyerek dikkatinizi ve hayatınızı kontrol altına almak üzere EQ’yu kullanmak için pratik ipuçları ister misiniz?

  1. Kontrolü nasıl geri alırız? Bizim teknolojiye hizmet etmemizdense teknolojinin bize hizmet etmesini nasıl sağlarız?
  2. Kendimize ve yaşamlarımıza yeni teknolojileri uygularken, insanlığımızı geliştiriyor muyuz yoksa onu yok mu ediyoruz?
  3. Yoğun karmaşıklığa sahip bu “cesur yeni dünyaya” adapte olmaları için çocuklarımızı nasıl donanımlı hale getiririz?
  4. Kültürümüzü, işimizi ve teknolojimizi birlikte çalışacak şekilde değiştirmek için ne gerekiyor?
  5. İçimizde var olan bilgeliği ve geçmişin kutsal teknolojilerini uygulayarak geleceği daha iyi hale getirebilir miyiz?

Six Seconds’ın, insanların duygusal zekasını geliştirdiğinde ne olduğuna dair son araştırmasında, ana tema gerçek anlamda bağlantıdır. Birbirimizle bağlantı kurmaktır. Duygusal zeka, başkalarını anlamamızı ve kabul etmemizi kolaylaştıracak şekilde kendimizi anlamamız ve kabul etmemiz için bizi hazırlıyor gibi görünüyor. “Her şeye” algoritmaların aracılık ettiği bir zamanda, bu gerçek insan bağlantısı kapasitesi giderek daha değerli hale gelecektir- bu nedenle Dünya Ekonomik Forumu İşlerin Geleceği Raporu, duygusal zekayı 21. yüzyılın işgücü için en önemli becerilerden biri olarak listeliyor. Bu da bize dijital çağda hayatta kalmak ve gelişmek için mücadele ederken, duygusal zekanın daha da önemli hale geleceğini gösteriyor.

Bu makale Micheal Miller – Six Seconds duygusal zeka ağı yazarı –  tarafından 2019’da kaleme alınmıştır.

*Bu metin Six Seconds Makalesidir. Six Seconds Türkiye partneri Hayatın Ritmi tarafından Türkçeleştirilmiştir.

 

 

 

İlgili Bloglarımız

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir