Kişisel çıkarların hayatın birçok yerinde ön plana çıkmasıyla iş dünyası da bir dizi problemle baş etmek zorundadır. Bu problemlerde biri olan sessiz kısıtlama, bir çalışanın iş arkadaşına destek olabilecek veya zarar verebilecek bir bilgiyi kasıtlı olarak saklamasıdır. Tıpkı sessiz istifada olduğu gibi, sessiz kısıtlama da z kuşağı genelinde yaygın görülen bir problemdir. Şirketler için ciddi sorunlara yol açan sessiz kısıtlamanın, profesyonel lider hamleleriyle ele alınması ve çözülmesi gerekir.
Sessiz Kısıtlama Nedir?
Sessiz kısıtlama bir çalışanın diğer bir çalışan üzerinde kurduğu pasif bir kısıtlama şeklidir. Kısıtlama uygulayan bir kişi çalışan arkadaşını tehlikeye atabilecek bir durum fark ettiğine bunu arkadaşına iletmek yerine sessiz kalmayı tercih eder. Aynı şekilde, çalışan arkadaşının kariyerine katkı sağlaması muhtemel bir bilgiyi de onunla paylaşmaktan kaçınır.
Geçmişte genellikle çalışan ve yöneticiler arasında ortaya çıkan sessiz çekişme, son yıllarda ekip arkadaşları arasında yaygın bir problem olarak karşımıza çıkıyor. 2022 yılında yayılan İş Yeri Kültürü Raporu verilerine göre, çalışanların %58’i ekip arkadaşlarına sessiz kısıtlama uygulayarak başarıya engel oluyor. Çalışanların kariyer gelişimini büyük oranda etkileyen bu durum nihai olarak şirket başarısına da zarar veriyor.
Sessiz Kısıtlamanın Nedenleri
Araştırmalar sonucuna göre, kişilerin bilgi paylaşmak istememesinin arkasında çeşitli nedenler yatıyor. Bu soruna verilen en yaygın cevap ekip arkadaşlarının bilgi paylaşımına açık olmaması olarak karşımıza çıkıyor. Yani, çalışanlar özel olarak bilgi istenmediği veya soru sorulmadığı takdirde bilgi aktarımı yapmaktan kaçınıyor. Bu kaçınmanın sebebi ise çalışanların bilgi ve görüş aktarma konusunda kendilerini rahat hissetmemelerinden kaynaklanıyor.
Özellikle uzaktan çalışma sisteminin yaygın olduğu şirketlerde ekip ruhu tam olarak gelişemediğinden çalışanlar birbirine karşı daha mesafeli yaklaşıyor ve herhangi bir bilgi alışverişine gerek duymuyor. Ayrıca, çalışan arkadaşlarına rakip gözüyle bakan kişiler de karşı tarafın kariyerine katkıda bulunacak bilgilerin paylaşılmaması gerektiğini düşünüyor.
En Çok Bilgi Saklayan Nesil: Z Kuşağı
Araştırma sonuçlarına göre, Z kuşağında olan gençlerin %77’si sessiz kısıtlama yapıyor veya kısıtlamaya maruz kalıyor. Uzmanlar, kısıtlamanın Z kuşağında yaygın olmasının sebebinin pandemi sürecinde ve sonrasında uzaktan çalışma sisteminin yaygınlaşmasıyla açıklıyor. Uzaktan çalışma sisteminin ekip duygusu geliştirmede ve çalışanlar arasında işbirliğinin oluşmasında başarısız olduğu iddia ediliyor.
Ekip ruhu hissinin eksik kalması ve çalışanların kendini sürekli bir rekabet içinde hissetmesi de kısıtlamanın sebepleri arasında karşımıza çıkıyor. İş yerinde oluşturulan sürekli bir rekabet ortamı dolayısıyla çalışanlar kendilerini güvende hissedemiyor ve ekip arkadaşlarını ister istemez rakip olarak görmeye başlıyor. Kişilerin pozisyonlarını koruma isteği, bilgi paylaşımından kaçınma ve arkadaşlarına destek olmak istememe davranışlarını ortaya çıkarıyor.
Sessiz Kısıtlama ile Başa Çıkma Yolları
Sessiz kısıtlamayla başa çıkmanın en etkili yolu ekip arkadaşları arasında takım ruhu oluşturmaktır. Şirketlerin bireysel performans yerine takım performansı üzerinde vurgu yapmaları ve ekip oluşturma aktiviteleri düzenlemeleri sessiz kısıtlamaya engel olabilecek basit girişimler arasındadır.
1. Ödüllendirme ve Takdir
Kısıtlamayı önlemek için şirketlerin takım ruhunu destekleyen bir kültür benimsemesi gerekir. Ayrıca, benimsenen kültürün çalışanlara dayatılması ve uygulanabilirliğinin izlenmesi gerekir. Kültür benimsendikten sonra ekip liderlerinin işbirliğini güçlendiren davranışları takdir etmesi veya daha ileri giderek ödüllendirmesi çalışanları bu konuda teşvik edebilir. Çalışanların ekibe ve şirkete destek gösterdiklerinde karşılığını alacaklarını bilmeleri kısıtlamayı engelleyici bir unsur olabilir.
2. İş Birliği
Çalışanların birbiriyle iletişim kurmasına ve etkileşime girmesine olanak verecek etkinlikler düzenlenebilir. Çalışanların ekip arkadaşlarıyla zaman geçirmesi, eğlenmesi ve ortak paydalarda buluşması ilişkiyi yabancılıktan öteye götürerek çalışanlar arasında samimiyet oluşmasını sağlayacaktır. Özellikle yeni çalışmaya başlayan kişilerin ekibe adapte olmasını sağlayacak tanışma toplantıları düzenlenmelidir. Çalışanları ekibe dâhil etme çabasıyla, çalışanlar ekibe daha çabuk uyum sağlar ve kendilerini takımın parçası olarak hisseder.
3. Eşit Performans Değerlendirmesi
Çalışanlar değerlendirme sistemine güvenirse ve gösterdikleri emeğin karşılığını göreceklerini bilirse ekip arkadaşlarıyla işbirliği yapmaktan kaçınmaz. Bunun sebebi çalışanın kendini güvende hissetmesinden kaynaklanır. Çalışan performansının adil bir şekilde değerlendirildiğini fark ettiğinde takım arkadaşlarını potansiyel bir tehlike olarak görmez ve bilgi paylaşımı ve yardımlaşma konusunda daha istekli olur.
4. Güçlü Çalışan İletişimi
Güçlü çalışan iletişimi ekip arkadaşları arasında iletişimin gelişmesine yol açar. Birbirine karşı dostça tavır sergileyen kişilerin birbirine karşı kısıtlama uygulama olasılığı oldukça düşüktür. Çalışan ilişkilerini geliştirmek için çalışanların bir arada geçirdikleri zamanda iyileştirmeler yapılması gerekir.
Örneğin; çalışanların şirket içinde sosyalleşebilecekleri oyun alanları veya dinlenme alanları oluşturmak çalışanların sosyalleşmesine katkı sağlar. Alternatif olarak, çalışanları gruplara ayırarak ortak bir hedef için çalıştırmak da çalışanların birbiriyle iletişime geçmesini ve bilgi paylaşımında bulunmasını destekler. Ekip arkadaşlarıyla aynı ortak hedef için çalıştığını düşünen bir kişi faydalı olabilecek bilgileri paylaşma konusunda çok daha hevesli olur. Mesai saatleri dışında şirket gezileri ve etkinlikleri düzenlemek de çalışanlar arasında ekip ruhunun oluşmasını teşvik eder.
5. Yüksek Takım Ruhu
Yüksek takım ruhu içeren bir şirket kültürü oluşturmak zaman isteyen ve zorlayıcı bir çaba olarak görülebilir. Fakat şirket kültürünün açık bir şekilde ifade edilerek çalışanlara yansıtılması etkili bir sonuç görmeyi oldukça kolaylaştırır. Burada en büyük iş ekip liderlerine düşer.
Ekip liderinin çalışana uyguladığı eşit ve destekleyici tavır zamanla çalışanların da ekip arkadaşlarına karşı aynı tavrı benimsemesine yol açar. Ekip liderlerinin görev ayrımı yapmadan, her çalışanın nihai hedef için değerli bir ekip üyesi olduğunu tüm takıma hissettirmesi gerekir. Çalışanların değer gördüklerini hissetmeleri ve yaptıkları işi önemsemeleri güven ve bağlılık duygusu geliştirerek ekip çıkarlarını kendi çıkarlarının önüne koymalarına sebep olur. Bu süreçte ise takım çalışması eğitimi oldukça önemlidir.