Baskı altında çalışmak birçok insanın geliştirmesi gereken bir yetenektir. İş hayatında stresi yönetmek zordur. Ancak bu beceri ile stresli durumları tanımlamakta ve yönetmekte başarılı olabilirsiniz. Bu açıdan öngörülemeyen koşullar, kontrol edilemeyen değişkenler veya öngörülebilir faktörlerden dolayı stres yönetimi yapılarak olumsuz durumu olumlu bir sonuçla taçlandırarak başarıya ulaşabilirsiniz.

Stres Nedir?

Stres nedir sorusu, insanların herhangi bir konuda hissettikleri bir baskı ve gerginlik hali şeklinde cevaplanabilir. Stres; mutluluk, acı, korku ve üzüntü gibi duygular yaşarken verilen normal bir tepkidir. İnsanlar iş, sosyal ortamdaki arkadaşça ilişkiler, okul, sınav gibi sorumluluk içeren konularda özellikle olumsuz durumlardan dolayı strese girebilirler. Normal seviyelerde olan stres, yaptığınız her şeyi daha şevkle yapmanızı ve daha başarılı olmanızı sağlayan bir tepkidir ancak çok fazla stres zararlıdır. Dolayısıyla hayatta çok kötü bir etkisi vardır. İnsanlar stresle baş edemediğinde öfke, memnuniyetsizlik ve hayal kırıklığı meydana gelebilir.

Kişi stres hissettiği anda vücut strese neden olan faktörleri tehlikeli olarak algılar ve beyinden stres hormonları salgılanır. Sonuç olarak vücut, üç farklı aşamadan oluşan bir dizi reaksiyon başlatır. İlk aşamada vücut, stres hormonlarının salınımı, kan basıncının artması, terleme gibi çeşitli fizyolojik reaksiyonlara neden olan bir alarm mekanizmasını harekete geçirir. İkinci seviye direnç seviyesidir. Stres nedeni olarak kabul edilen problemler etkin bir şekilde çözüldüğünde, vücut alarm aşamasında oluşan hasarı onarır ve stres hormonlarının seviyesini düşürür. Sonuç olarak, yüksek tansiyon ve terleme gibi fizyolojik reaksiyonlar yoktur. Stres tepkisinin üçüncü aşaması yorucu olabilir. Yönetilemeyen ve üstesinden gelinemeyen stresin artan nedenleri, vücudun uyum sağlama yeteneğini azaltarak alarm koşullarına ve kronik stres durumlarına sürekli bir yanıt verilmesine neden olur.

Stres Belirtileri Nelerdir?

Stres, çeşitli insan fizyolojik ve psikolojik sebepler ile ortaya çıkabilir. Bu sebeplerle ortaya çıkan semptomların doğru ve hızlı bir şekilde tanınması, strese bağlı hastalıkları önlemek için çok önemlidir. Stresin belirtileri ise aşağıdaki gibidir:

  • Fiziksel Belirtiler: Stresin fiziksel belirtileri arasında uyku bozuklukları, baş ağrıları, bruksizm, çene krampları, aşırı terleme, kas ağrısı, kabızlık veya ishal, halsizlik, enerji kaybı, yüksek tansiyon ve kalp krizleri yer alır.
  • Psikolojik Belirtiler: Psikolojik belirtiler arasında karar vermede zorluk, konsantrasyon eksikliği, unutma, zayıf hafıza, artan hata ve düşük iş kalitesi sayılabilir.
  • Duygusal Belirtiler: Vücutta meydana gelen değişiklikler kişiyi duygusal olarak da maksimum seviyede etkiler. Bu nedenle, stres sırasında bireysel duygusal eğilimler büyük ölçüde değişir. Depresyon ve ağlama, kaygı ve endişe, hızlı ruh hali değişimleri, öfke patlamaları, saldırganlık, düşmanlık, gerginlik ve sinirlilik stresin duygusal etkileridir.
  • Sosyal Belirtiler: Gergin ruh halleri sosyal yaşamı olumsuz etkiler. Bu; insanlara güvenmemek, söz vermemek, başkalarının hatalarını bulmaya çalışmak, başkalarını aşırı korumak ve küfürlü dil kullanmak şeklinde kendini gösterir.

Stresin 5 Duygusal Belirtisi Nedir?

Uzun süre stres altında kaldığınızda, stresin duygusal belirtilerini sergilemeye başlarsınız. Stres duyguları birbirini besleyerek daha kötü hissetmenize neden olabilir. 5 duygusal stres belirtisinin ne olduğunu bildiğinizde, durabilir ve tekrar dengeyi bulabilirsiniz. Aynı zamanda bu şekilde stresle nasıl başa çıkılır sorusuna da bir yanıt bulabilirsiniz. Stresin 5 duygusal belirtisi ise aşağıdaki gibidir:

  • Anksiyete: Hali hazırda var olan kaygıya stres eklemek kişinin kaygısını artırır. Kronik stres altındakilerin baskıdan dolayı anksiyete geliştirmeleri yaygındır.
  • Hayal kırıklığı: Hayal kırıklığı, stresli bir durumun sonucunda oluşur. Tüm stresler hayal kırıklığına yol açmaz, ancak kronik stres yol açabilir. Bir durumu kontrol edememek veya bir şeyi düzeltememek bunaltıcı olabilir. Bu çok fazla olduğunda, hayal kırıklığı devreye girer. Hayal kırıklığı ise olumsuz davranışlara yol açar.
  • Öfke: Öfke, stresin duygusal bir işareti olabilir ve yüksek tansiyon ve kalp krizlerine yol açabilir. Ayrıca sosyal ilişkileri ve sağlıklı iletişimi de direkt olarak engelleyen bir unsurdur.
  • Üzüntü: Üzüntü, stresin şiddetli bir duygusal işaretidir. Bir kişi o kadar stresli olabilir ki, hissedebildiği tek şey üzüntü olabilir. Ancak üzüntü depresyona dönüşmeden yaşanan stresi kontrol altına alabilmek oldukça önemlidir. Aksi takdirde iyileşmesi uzun sürecek psikolojik bir rahatsızlıkla yüzleşmek gelmek kaçınılmaz olacaktır.
  • Korku: Yoğun stres yaşayan kişiler de sıklıkla görülen duygu durumları; korku ve kaygıdır. Örneğin, işte kötü olmaktan veya işinizi kaybetmekten korkabilirsiniz. Bu korku, stresle ilişkili olarak ortaya çıkar ve daha sonra birbirlerini besleyen bir hale gelirler. Stres ile birlikte artan korku, stres seviyesini de yükseltmeye başlar.

Stres Vücudunuza Ne Yapar?

Stres ne kadar uzun olursa, normal bir yaşam sürme yeteneğine müdahale etmeye başladığı için zihin ve beden için o kadar tehlikeli olabilir. Örneğin; sebepsiz yere aşırı yorgunluk, konsantrasyon eksikliği veya hayal kırıklığı hissedebilirsiniz. Özellikle kronik stres vücudunuzda hasara neden olabilir. Bunun yanı sıra solunum sistemi de stresli durumlardan etkilenir. Oksijen açısından zengin kanı vücuda hızla dağıtmak için daha hızlı bir solunum tepkisi sergiler. Akciğerlere yeterince hava girmediğinde, hızlı ve zor nefes alma gibi durumlar ortaya çıkar. Bu, muhtemelen insanların kaygı ve panik ataklara eğilimli olmasının ana nedenlerinden biridir. Stres, ayrıca bağışıklık sistemimize de zarar verir. Ayrıca enfeksiyonlara ve kronik inflamatuar (sindirim) hastalıklarına yatkın olunmasına neden olur. Bu bağlamda aşırı stres, hastalıklarla savaşma yeteneğinizi azaltır.

Kas-iskelet sistemimiz de gergin bir ruh halinden etkilenir. Bu, vücudunuzun, kendini yaralanma ve acıdan korumanın en doğal yoludur. Sürekli kas gerginliği fiziksel ağrıya neden olabilir. Omuzlar, boyun ve baş kasıldığında, gerginlik baş ağrısına ve migrene neden olur. Öte yandan stresin kardiyovasküler sistem üzerinde de olumsuz bir etkisi vardır. Stres akut hale geldiğinde, kalp atış hızı ve kan basıncı yükselir. Ancak akut stres geçtikten sonra vücut normal işlevine geri döner. Tekrarlanan akut veya kronik stres damarlara ve atardamarlara zarar verebilir. Bu, yüksek tansiyon, kalp krizi veya felç riskini artırır.

Stresle Nasıl Başa Çıkılır?

Stresle nasıl başa çıkılır sorusunun ilk cevabı aslında kişinin kendisindedir; sizi neyin strese soktuğunu bulmalısınız. Stresin nedenini belirlemek, soruna odaklanarak stresle başa çıkmanın yollarını bulmanıza yardımcı olur. Herkesin kendi kuralları ve düzenlemeleri vardır. Bu kuralları çiğnemek ve istemedikleri işi yapmak insanlar için stresli olabilir. Kendinize katı kurallar oluşturmak ve bu kuralların kırılma noktasında stresli hissetmek yerine anın tadını çıkarmaya odaklanmaktır. Stresi yönetmenin bir yolu da nefes almaktır. Stres altındayken nefes almak daha net düşünmenize ve sakinleşmenize yardımcı olur. Ayrıca meditasyon ve yoga gibi zihninizi, duygularınızı ve bedeninizi kontrol eden aktivitelere katılarak stres yönetimini sağlayabilir, mental ve fiziksel açıdan rahatlayabilirsiniz.

Stres yönetimi, yaşamınızdaki stresin nedenlerini belirlemekle başlar. Bu göründüğü kadar kolay değil. Stresin ana nedenlerini belirlemek kolay olsa da iş değiştirmek, taşınmak veya boşanmak gibi kronik stres faktörlerini belirlemek zor olabilir. Kendi düşüncelerinizin, duygularınızın ve eylemlerinizin günlük stres seviyelerinize nasıl katkıda bulunduğunu gözden kaçırmak kolaydır. Bu yüzden stres günlükleri, hayatınızın olağan streslerini ve bunlarla nasıl başa çıkacağınızı belirlemenize yardımcı olur. Her stresli hissettiğinizde günlüğünüze yazabilirsiniz. Her gün düzenli olarak yazarsanız, kalıplar ve ortak temalar görebilirsiniz. Stres etkenini değiştiremiyorsanız, kendinizi değiştirebilirsiniz. Beklentilerinizi ve tutumlarınızı değiştirerek stresli durumlara uyum sağlayabilir, hayatınızın kontrolünü yeniden kazanabilirsiniz. Soruna yeni bir perspektiften bakmak da stresle başa çıkmanın en güzel yollarından biridir. Bunun için ise kendinize her an zaman yaratabilirsiniz. Örneğin; bir yolculuk esnasında, trafik sıkışıklığında, en sevdiğiniz şarkıyı dinlerken her an her zaman istediğiniz sürece bunu yapabilirsiniz. En önemlisi de kendinizle vakit geçirmeyi es geçmemek olmalıdır. Stres gibi tüm olumsuz duygu durumlarının şifacısı daima kişinin kendisidir. Dolayısıyla kendinizle kalabileceğiniz özel alan ve zaman dilimleri yaratmanız değerli hissetmenize ve duygularınıza kulak vermenize olanak sağlayacak en doğru yöntemlerdendir.

Zor Zamanlarda İletişimi Yönetmek

Zor zamanlarda iletişimi yönetmek ve stres doğal olarak birbirine bağlıdır. Çünkü aynı anda birden fazla zorlukla yüzleşmek çoğu insan için bunaltıcı olabilir. Bu açıdan iletişimi yönetebilmek için, her şeyi aynı anda halletmeye çalışmak yerine konuşma başına bir veya iki önemli hedefe odaklanmak gerekir. Başarılı değişimler ise diğerlerini size yaklaşmaya teşvik eder ve zamanla giderek daha üretken diyaloglara sahip olabilirsiniz. Siz veya konuştuğunuz kişi stresliyse, beklentilerinizi ayarlamanız da gerekir. Aynı zamanda dinlemeyi de bırakmamalısınız. Dinlemek, daima etkili iletişimin anahtarıdır. Etkili dinleme yeteneği olmadan yanlış anlaşılma daima maksimum seviyede seyreder. Sonuç olarak, iletişim bozulur ve mesajı gönderen kişi kolayca hüsrana uğrayabilir veya sinirlenebilir. Bu yüzden bunu göz önünde bulundurarak iletişimi yönetmeniz önemlidir.

Stresli bir an, hassas konuları gündeme getirmek için ideal bir zaman olmayabilir. Bir konuyu tamamen bırakmaya veya daha uygun bir zamana kadar beklemeye karar verebilirsiniz. Sorun kaçınılmazsa, düşüncelerinizi yazılı olarak düzenlemek için birkaç dakikanızı ayırabilirsiniz. Kısacası, dinlemek, nefes almak ve yanıt vermek için zaman ayırmak, soğukkanlılığınızı korumanıza yardımcı olacak stratejilerden sadece birkaçıdır.

Zor zamanlarda iletişim yönetimi, iş hayatında da sıklıkla karşımıza çıkan ve üstesinden gelmemiz gereken bir konu olabilmektedir. Özellikle yönetici pozisyonundaki kişilerin kendi stres seviyesini düşürerek iletişimde olduğu kişilerin de sağlıklı iletişimini sağlamak sorumluluğundadır. Bu sorumluluğu zor zamanlarda, kriz anlarında, beklenmedik iletişim sorunlarında başarılı bir şekilde gerçekleştirebilmek bir hayli zorlayıcı olabilir. Yazımızın tamamında yer aldığı gibi bir yönetici, bir lider olarak da anlayışlı bir dinleyici olmak, farklı perspektiflerden bakmayı başarabilmek bunun anahtarıdır. Tabi bütün bunlardan önce kişi kendi stresini yönetebiliyor olmalı ki çevresindekiler ile çözümleyecekleri sağlıklı olabilsin.

Baskı Altında Çalışmanın İyi Bir Örneği Nedir?

Baskı Altında Çalışmanın İyi Bir Örneği Nedir?

İş hayatında baskı altında çalışabilmek için aşağıdaki örnekler verilebilir:

  • Acil bir durumla ilgilenmek
  • Bir hedefe ulaşmak için sorunların üstesinden gelmek
  • Bir çalışan beklenmedik bir şekilde ayrılırsa bu kişinin sorumluluklarını üstlenmek
  • İş beklenmedik şekilde yoğun olduğunda veya personel sayısı az olduğunda işi iyi yönetmek
  • Son teslim tarihleri için fazladan çalışmak
  • Yeni bir departmanın sorumluluğunu almak

Baskı Altında Çalışabilme Yeteneği Nasıl Oluşturulur: 5 İpucu

Baskı Altında Çalışmak ve Buna Dair Yeteneğinizi Geliştirme

Baskı altında çalışmak için doğuştan gelen yeteneğiniz olmayabilir. Ancak bu beceriyi bazı ipuçları ile geliştirebilirsiniz. Bu açıdan iş stresi yönetiminizi iyileştirmeye çalışıyorsanız, baskı altında daha iyi çalışma yeteneğinizi geliştirmenin beş yolunu deneyebilirsiniz.

Bir Strateji Planı Oluşturun

İş hayatında baskı altında çalışabilmek için gerekli olan ilk koşul planlamadır. Belirli bir durumda ne kadar baskı altında olursa olsun, hareket tarzınızı planlamak için zaman ayırmanız gerekir. Stresli durumlarla uğraşırken önce plan yapmalısınız. Çünkü plansız gitmek sizi daha da strese sokar. Bu açıdan bir strateji planı, size durumun daha geniş bir görünümünü verir ve sorunun gerçekte ne olduğunu anlamanıza yardımcı olur. Bir planınız olduğunda onu daha küçük, daha yönetilebilir adımlara bölmeniz de önemlidir. Bu, boğulmanızı ve hatta geride kalmanızı önleyecektir.

Bildiklerinize Hazırlanın

Tüm beklenmedik durumlar planlanamaz. Ancak bilinen değişkenler için hazırlanabilirsiniz. Bu açıdan baskı altında çalışmak için önemli iş randevularını, sunumları, veya takviminizdeki diğer planlanmış öğeleri önceden ayarlamanız gerekir. Ayrıca bu sayede başka şeylere odaklanmak için daha az zaman harcarsınız. Beklenmedik bir durumda şaşırmaktan daha kötü olan tek şey, bildiklerinize hazırlıklı olmamanızdır. Bunlar sizi en çok belaya sokabilecek hatalardır.

Mümkün Olduğunda Delege Edin

Bir takımı yönetirken, her şeyi kendiniz yapmaya çalışmamalısınız. Herkesin görevlerin yükünü ve buna bağlı baskıyı kaldırabilmesi için işi dağıtmak için görevleri bölmeniz gerekir. Bu açıdan projede yardımcı olup olamayacaklarını patronunuza, yöneticinize veya diğer meslektaşlarınıza sorabilirsiniz. Diğer sorumluluklar üzerinde çok fazla baskı yapmadığınız sürece yükünüzü memnuniyetle hafifleteceklerdir.

“Tamamlamak Mükemmel Olmasından Daha İyidir” Zihniyetini Benimseyin

İş hayatında baskı altında çalışabilmek için yapmanız gereken ne olursa olsun, ihtiyacınız olan görevleri ve öğeleri sunmaya odaklanmalısınız. Bu aşamada ayrıntılara çok fazla odaklanmamanız gerekir. Bu yüzden genel olarak sadece projenin gerçekleşmesi için neyin başarılması gerektiğine odaklanmalısınız.

Molaları Planlayın

Karmaşık ve yoğun görevler için öğle yemeğini ve düzenli araları kolayca atlayabilirsiniz. Ancak bu molalar stresi azaltmanıza yardımcı olacaktır. Bu yüzden baskı altında çalışmak için yürüyüş yapın, su için ve önünüzdeki işten dikkatinizi dağıtmak için biraz zaman ayırın. Kısa aralıklarla dinlenmeye çalışın. Çünkü mola vermeyen kişiler işlerinin karmaşıklığına daha fazla odaklanırlar.

Stres Sınırlarınızı Bilin

İnsanlar kaldırabilecekleri kadar baskıyla baş edebilirler. Eşiği aşmaya çalışmak, fiziksel ve zihinsel sağlığınıza ciddi şekilde zarar verebilir. Bu nedenle sınırlarınızı bilmeniz gerekir.

Mülakat Sırasında Baskı Altında Çalışabileceğinizi Nasıl Kanıtlayabilirsiniz?

Mülakat Sırasında Baskı Altında Çalışabileceğinizi Nasıl Kanıtlayabilirsiniz?

Bir mülakatta en sık sorulan sorulardan biri stres ve baskıyla nasıl başa çıkılacağıdır. Bu açıdan iş verenler stresli olmadığınızı asla duymak istemezler. Bu yüzden bu soruya vereceğiniz cevaba hazırlıklı olmalısınız. Çünkü herkes bir şekilde stresli anlar yaşar. Bu soru ile işvereniniz, stres ve baskının sizi nasıl etkilediğini ve bu durumlarla nasıl başa çıktığınızı bilip bilmediğinizi bilmek ister. Bu soruyu doğru cevaplamak için ise geçmişte stresli durumlarla nasıl başa çıktığınıza dair somut bir örnek vermeniz gerekir. Ayrıca baskı ve stresin sizi nasıl daha üretken bir çalışan yapabileceği hakkında da konuşabilirsiniz. Bu soruya verilebilecek en iyi cevap, daha önceki işlerinizde stresle nasıl başa çıktığınıza dair bir örnek vermektir. Bunun yanı sıra baskı altında çalışmak konusunda çözümlerinizi de açıklayabilirsiniz.

Bir Deneyiminizi Anlatın

Mülakat esnasında stresinizi yönettiğinizi kanıtlamak için bir deneyiminizi anlatabilirsiniz. Bunun için ise şu soruların cevaplarını hikayenizde vermeniz gerekir:

  • Stresli durum neydi?
  • Buna ne sebep oldu?
  • Sizin veya ekibinizin karşılaştığı belirli zorluklar nelerdi?
  • Başarısızlığın sonuçları ne olurdu?

Mülakatı yapan kişiye, ne tür bir baskı altında olduğunuzu tam olarak anlayabilmesi için yeterli bilgi vermeniz önemlidir. Bu doğru bir şekilde oluşturulduktan sonra yaptığınız eylemleri açıklamaya devam edebilirsiniz.

Çözümünüzü Açıklayın

Baskı altında çalışmak konusunda başarılı olduğunuzu kanıtlamak için stresli duruma uyum sağlamak için ne yaptığınız hakkında konuşabilirsiniz. Bu, zor görevin üstesinden gelmek için tasarladığınız planın bir taslağı veya üretkenliği korumak için iş arkadaşlarınızla birlikte yürüttüğünüz ortak bir çabanın açıklaması olabilir. Görevlere öncelik vermeyi öğrenmek veya ne zaman yardım isteyeceğinizi bilmek gibi stresli durumlarla başa çıkarak geliştirdiğiniz becerileri açıklamayı da seçebilirsiniz.

Sonuçları Paylaşın

Baskı altında çalışmadaki başarınızı kanıtlamak için sonuçları paylaşmanız büyük bir öneme sahiptir. Bu açıdan anlatımınızı ölçülebilir sonuçlarla destekleyerek daha güçlü bir yanıt verebilirsiniz. Bu sayede mülakatı yapan kişiye baskı altında çalışmak konusunda başarılı olduğunuzu kanıtlayabilirsiniz.

Baskı Altında Çalışmak Hakkında Söylenmemesi Gerekenler

Baskı bazı çalışanları başarıya götürürken; diğerlerinin üretkenliğini engeller. Bu nedenle baskının insanları motive etmesinin birçok yolu vardır. Stresli bir çalışma ortamı örneğinde, birden fazla iş yükü üstlenildiğinde ortaya çıktığı ve iş tanımının aynı anda birçok görevi yerine getirmeyi amaçladığı söylenirse, bir görüşmenin sonucu olumsuz olabilir. Bu nedenle baskı ve stres sorularını cevaplarken inançlarınızdan kaynaklanabilecek belirsizliklerin farkında olmanız gerekir. Stresli bir iş ortamında işe başvuruyorsanız mülakat deneyiminiz buna alıştığınızı ve stresin günlük hayatınızın bir parçası olduğunu gösterecektir. Stres altında çalışılan bazı işler, farklı stratejilerin geliştirilmesini gerektirir. Ayrıca işverenler ne kadar stresli olduğunuzu bilmeyi değil sadece stresle karşılaştığınızda stresle nasıl başa çıktığınızı bilmek isterler. Bu yüzden stresinizi yönetme beceriniz ile ilgili bilgi verirken bu konuya da dikkat etmeniz gerekir.

author-avatar

Erdem Ercan Hakkında

Hayatın Ritmi eğitim, koçluk ve danışmanlık şirketinin kurucusu, ICF-PCC ve EMCC-SP ünvanlı profesyonel koç, eğitmen, danışman ve konuşmacıdır. 13 yıllık profesyonel çalışma hayatı ve 12 yıllık girişimcilik deneyimine sahiptir. Six Seconds, CMOE ve Solutions Academy' nin ileri seviye eğitmenidir. 2.500 saatin üzerinde koçluk, 3.000 saatin üzerinde Eğitim, 1.300 saatlik Danışmanlık ve 50 saat Konuşma tecrübeleriyle yurt içinde ve dışında önemli firmalarda başarılı sonuçlara imza atmaya devam etmektedir.

İlgili Bloglarımız

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir