Kurumlar için büyük önem taşıyan risk yönetimi kavramı, herhangi bir faaliyet aşamasında ortaya çıkabilecek her türlü riskin sürece etkisini kontrol altına almak anlamına gelmektedir. Kurumsal risk kavramı; maddi kayıplar, itibar kaybı, hukuki problemler gibi anlamlar taşıyabilir veya bunlara neden olabilecek farklı unsurlardan oluşabilir. Bu unsurların yol açabileceği felaketleri önlemek adına olası problemler için belirli stratejiler belirlenmeli, ayrıca gerekli durumlarda etkili stres yönetimi ile bu stratejiler hayata geçirilmelidir. İçeriğin devamında risk yönetiminin önemi ve risk yönetim süreçlerinin içeriğini sizlere sunacağız.

Risk Yönetimi Nedir?

Risk yönetimi, öncesinden planlanmış bir iş veya etkinlik esnasında karşılaşılabilecek tüm olumsuzluklara karşı alınan önlemler ve sürdürülen stratejilerin tümüne verilen addır. Olası risklerin değerlendirilmesi, analiz edilmesi, kontrol edilmesi ve en aza indirilmesi gibi aşamaları içinde barındıran risk yönetimi; süreci tehlikeye atacak tüm potansiyelleri minimum olasılığa indirmek için kullanılır.

Neden Önemlidir?

Risk yönetimi günümüzde tüm işletme ve kurumlar için daha önce olmadığı kadar önemli hâle geldi. Küreselleşmenin hız kazanması ile modern şirketlerin karşılaştığı riskler daha da karmaşık hâle gelmektedir. Özellikle dijital teknolojinin yaygın kullanımı, sürekli olarak yeni risklerin ortaya çıkmasına neden oluyor. İklim değişikliği de risk uzmanları tarafından bir “tehdit çarpanı” olarak kabul ediliyor.

Kurumun öngörülmemiş bir olumsuzluk karşısında hazırlıksız yakalanması, büyük mali kayıplar ve kurum itibarının zarar görmesi gibi dönüşler yaratabilir. Buna bağlı olarak bir kurumun doğru tasarlanmış bir risk yönetimine sahip olması, kuruma ait kaynakların ve kurum itibarının korunmasına büyük katkıda bulunmaktadır. Bununla birlikte risk yönetimi sürecine sahip kurumlar, finansal karar verme sürecini daha doğru yönetir ve böylece rekabeti artırır.

Ayrıca, kurumsal risk yönetimi yasal ve düzenleyici uyum için de oldukça önemlidir. Kurum ve işletmeler için çeşitli düzenlemelere uygun olma şartı aranmaktadır. Bu düzenlemeler altında uyumsuz nitelik taşımak ise ciddi yasal sorunlara yol açabilir. Risk yönetimi, bu süreç için kurumların işini kolaylaştırabilir.

Bu bilgilere dayanarak risk yönetiminin, kurumlar için gelecekte oluşabilecek sorunlara hazırlıklı olmasını sağladığını söyleyebiliriz. Kurumlara ait stratejiler, kurumun sağlıklı şekilde varlığını sürdürebilmesi ve itibarını koruması için büyük önem taşımaktadır.

Risk Yönetimi Süreçleri Nelerdir?

Kurumların potansiyel riskleri belirleme, analiz etme ve değerlendirme, çözüm üretme, uygun çözüm bulma aşamalarından oluşan bu süreç; bir olumsuzluğa karşın oluşabilecek zararı minimuma indirmek için tasarlanmıştır. Buna bağlı olarak bu süreçlerin bir kurumun sürdürülebilirliği açısından en önemli unsurlardan biri olduğunu söyleyebiliriz. Risk yönetimi sürecini oluşturan aşamalar, aşağıda belirtildiği gibidir.

1. Riski Belirleme

Riskleri belirleme aşaması, kurumun faaliyetlerine ve yönelik risklerin araştırılması ve tanımlanması sürecidir. Bu süreç içinde kurumun hedeflerini doğrudan veya dolaylı olarak etkileyebilecek tüm unsurlar belirlenir ve sürecin devamı bu belirlenen unsurlara göre şekillenir.

2. Risk Analizi ve Değerlendirmesi

İlk aşamada tanımlanan risk unsurlarının gerçekleşme paylarının ölçülmesini içeren bu ikinci aşamada; potansiyel bir risk haritası oluşturulur ve her bir riskin gerçekleşme olasılığında karşılaşılabilecek durumlar masaya yatırılır. Bu sayede, belirlenen tüm olasılıkların önem sırası oluşturulabilir ve kurum böylece zamandan ve maddiyattan tasarruf sağlayabilir.

3. Çözümleri İnceleme

Üçüncü aşama, kurumların karşı karşıya kaldıkları risklere buldukları alternatif çözümlerin ayrıntılı incelenmesini içerir. Bu aşamada, risk potansiyeli taşıyan tüm unsurlara uygun bir çözüm bulunur. Genel risk durumlarına göre uygulanan çözümler:

  • Riskten Kaçınma: Karşılaşılan riske karşı geri çekilme stratejisi uygulanmasıdır.
  • Riski Azaltma: Kurum tarafından, risk potansiyeli taşıyan unsurun etkisini azaltmak için önlemler alınmasıdır.
  • Riski Transfer Etme: Kurumun, bir üçüncü güç eklentisi ile (sigorta şirketi vb.) riskin gerçekleşme durumuna karşı oluşacak zararı en aza indirme girişimidir.
  • Riski Kabul Etme: Bu çözümde ise karşı karşıya kalınan risk, kurum tarafından önlem alınmadan kabul edilir.

4. Uygun Çözüme Başla

Sürecin dördüncü aşamasında kurum, belirlediği her potansiyel risk unsuru için uygun olabilecek çözümü seçerek uygulamaya geçer. Bu süreçte kurum kapsamındaki tüm personel sürece dahil edilir. Personele süreç ile alakalı bilgi verilir ve gerektiği durumlarda eğitimler düzenlenebilir. Bu sayede, kurum içinde çalışan herkes sürece hâkim bir tutum sergileyebilir.

5. Sonuçları Takip Et

Risk için alınan önlemler hiçbir zaman için tam anlamıyla tamamlanmış olmaz. Kurumların karşılaşmasının olası olduğu risklerin sürekli değişebilmesi nedeniyle devamlılık ve dinamiklik isteyen bu süreç, aynı zamanda gelecekte oluşabilecek riskler için yol gösterici olması açısından güçlü bir hafızayla yürütülmelidir.

Risk Yönetimi Bulunmayan Kurumlarda Yaşanabilecek Zorluklar Nelerdir?

  • Önlenmeyen risklerin artarak çoğalması: Risklerin öncesinde belirlenmemesi; kuruma ait her departmanın kendine ait bir fikir edinmesi ve buna uygun bir süreç izlemesine yol açar. Bu durum, yarattığı kafa karışıklığının yanı sıra tutarsız bir imaj sergilenmesine neden olarak itibar kaybı yaratabilir.
  • Kurum çalışanlarının çekimser davranması: Risklere ait sürecin kurum çalışanlarına tam ve doğru şekilde doğru aktarılmaması durumunda çalışanlar, potansiyel risklerin farkında olsalar da olumsuz bir geri dönüş almaktan çekindikleri için bu riskleri dile getirmez ve belirlemezler. Bu durum kurum içi iletişimi zedeler ve riskin gerçekleşme potansiyelini artırır.
  • Parametrelerin anlaşılamaması ve risklerin yanlış tanımlanması: Kurumun, çalışanlara risk parametrelerini doğru şekilde anlatamaması durumunda çalışanlar doğru riskleri belirleyemeyebilir ve yanlış şekilde aksiyon alabilirler.
  • Yönetim sürecinin sürdürülememesi: Riskin belirlenmesi, dinamik ve düzenli şekilde kontrol edilmesini kolaylaştıracaktır. Takibi yapılmayan risk, gerçekleşme potansiyeli yüksek olan risk demektir.
  • Kayıplar: Bu sürecin gerçekleşmediği kurumlarda maddi ve manevi kayıpların yaşanma olasılığı yüksektir. Risk sürecinin belirlenmemesi; finansal kayıplar, operasyonel kayıplar veya itibar kaybı gibi farklı kayıplara yol açabilir.
  • Verimliliğin azalması: Risk sürecinin gerçekleşmediği kurumlarda çalışanların verimlilik oranında zaman içerisinde düşme yaşanabilir. Buna bağlı olarak kurum çalışanları, verimlerini artırmak adına belirlenen risklere karşı önlem almak yerine kaygı ve endişe içinde odak problemlerini devam ettirebilirler.
  • Maliyet artışı: Riskin öngörülmediği ve önlem alınmadığı kurumlarda, bazı maliyetler önceden hesaplanamayabilir. Bu duruma bağlı olarak kurumlar kaynak yeterliliğini yanlış şekilde planlayabilir ve böylece süreç eksik yönetilir.
  • Hukuki Problemler: Riskin öngörülmediği ve önlem alınmadığı kurumlarda hukuki problemler su yüzüne çıkabilir. Kurum üyeleri olası sorunları ve potansiyel sonuçlarını öngöremedikleri için hukuki durumlarla karşı karşıya kalabilirler.
  • Rekabet yetersizliği: Riskin yönetilmediği kurumlar, herhangi bir problemle karşı karşıya kaldıklarında süreci hızlı yönetemezler. Bu durum, kurum imajının zedelenmesine ve müşterilerin kuruma olan güveninin azalmasına yol açar.

Sonuç olarak risk yönetimi sürecine sahip kurumlar, sürdürülebilirlik ve başarı sağlama konusunda avantaj sahibidirler. Kurum ve işletmelerin, riskleri belirleyip etkin şekilde yönetebilmesi, finansal kayıpların önüne geçmeyi ve itibarı korumayı sağlamaktadır. Bunun yanında, riski yönetme gücü sayesinde rekabet avantajı elde eden kurumların etkin karar verme özelliği güçlenmekte ve süreç daha hızlı ilerlemektedir. Böylece kurumların kâr elde etme oranı artar. Özetle risk yönetimi, kurumların karar süreçlerinin stratejik ve etkin ilerlemesini sağlayarak uzun vadede kâr elde etmelerini sağlamaktadır.

author-avatar

Erdem Ercan Hakkında

Hayatın Ritmi eğitim, koçluk ve danışmanlık şirketinin kurucusu, ICF-PCC ve EMCC-SP ünvanlı profesyonel koç, eğitmen, danışman ve konuşmacıdır. 13 yıllık profesyonel çalışma hayatı ve 12 yıllık girişimcilik deneyimine sahiptir. Six Seconds, CMOE ve Solutions Academy' nin ileri seviye eğitmenidir. 2.500 saatin üzerinde koçluk, 3.000 saatin üzerinde Eğitim, 1.300 saatlik Danışmanlık ve 50 saat Konuşma tecrübeleriyle yurt içinde ve dışında önemli firmalarda başarılı sonuçlara imza atmaya devam etmektedir.

İlgili Bloglarımız

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir